HOŞGELDİNİZ...
  BİLMECE
 

BİLMECELERİMİZ

 

Erzurum’da bilmeceye mesel denir. Uzun kış gecelerinde kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yerlerde toplanır, eğlenir, birbirlerine hikaye anlatır, mesel sorar, yüzük oyunu oynarlar. Erkekler veya bayanlar arasında bazende “herfene” düzenlenir. Herfene yapıldığı gün, her ev kendisine verilen yemeği yapar, akşam üzeri toplantı yerine gidilir. Yemekler yenir, çaylar içilir, daha sonra buğdaydan yapılan kavurga, hedik gibi yiyecekler ortaya çıkartılır.

 

Herfene sonunda yapılan eğlencelerden en çok ilgi çekenlerin başında “mesel” denilen bilmecelerin sorulması gelir. Bilmece sorulmasının bir usulü vardır. Bilmeceyi soran karşısındakine “bil bakalım” dedikten sonra bir düşünme ve çözme zamanı bırakılır. Cevap vermekte güçlük çeken, bir takım ip ucları ister. Bunun için karşı “Canlı mı cansız mı?” “Yenilir mi içilir mi?” gibi sorular geliştirilir. Bazen bu oyunlar iki guruba ayrılarak ta oynanır.

Erzurum bilmecelerinin bir kısmını burada yayınlıyoruz.

 

• Ak tavuk suya dalar (Pirinç)

• Allah yapar yapısını, Demir açar kapısını, Yuvarlandı yumak oldu, Geldi bize konak oldu (Çadır)

• Ateşi yakar, pekmezi akar (Çıra)

• Atlayarak yürür, patlayarak ölür (Pire)

• Atlı kantar et tartar (Küpe)

• Ben giderim o gider yanımda tın tın eder (Gölge)

• Bir küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk (Limon)

• Bir küçücük mil taşı, dolanır dağı taşı (Göz)

• Bir yerinden girilir, üç yerinden çıkılır (Gömlek)

• Biz biz idik, Otuz iki kız idik, Ezildik büzüldük, Bir duvara dizildik (Dişlerimiz)

• Canlı gider, cansız kovalar (Araba)

• Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane (Nar)

• Çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, tadına doyulmaz (Uyku)

• Cıngıllı hamam, Kurnası tamam, Bir gelin aldım, Babası imam (Saat)

• Dalda durur, elde durmaz (Kuş)

• Dam üstünde kalaylı tas (Ay)

• Derisi var, kanı yok (Körük)

• Elde yapılır, ette asılır (Küpe)

• Ey melez melez, Tandır başına gelemez, Gelse geri dönmez (Yağ)

• Fildir, fiştir, Kayadır, taştır, Bunu bilmeyenin, Avradı boştur (Elmas)

• Gece gider üşümez, Gündüz gider üşenmez, Beline kuşak kuşanmaz (Nehir)

• Hanım içerde, saçı dışarıda (Mısır)

• Her eve anahtarsız girer (Rüzgar)

• Hey ne idim ne idim Samur kürklü bey idim Felek beni şaşırttı Kızgın küle düşürdü (Kestane)

• İçi ateş, dışı taş Biri kuru, biri yaş (Dünya)

• İki arkadaş birbirini kovalar (Gece-Gündüz)

• İki merek, bir direk (Burun)

• Kara kaşık, duvara yapışık (Kırlangıç)

• Karanlık kapının kurdu, Vurdu kapıyı kırdı, Biri içeri girdi, İkisi kapıda durdu (Hırsız)

• Küçük mezar Dünyayı gezer (Ayakkabı)

• Mavi atlas Arşın yetmez İğne batmaz (Gökyüzü)

• Min min minare Dibi daire Yüz bin çiçek Bir lale (Ay,Gök,Yıldızlar)

• Ninenin etekleri Süpür sokakları (Rüzgar)

• On ay yatar İki ay kalkar Feneri yakar Etrafa bakar (Ateş böceği)

• O odanın içinde Oda onun içinde (Ayna)

• Pırıl pırıl pırtısı var Abdestsiz ezan okur Nikahsız karısı var (Horoz)

• Şekere benzer, tadı yok Havada uçar, kanadı yok (Kar)

• Üç ayaklı bir bacaklı (Soba)

• Üstü çayır biçerim Altı göze, içerim (Koyun)

 

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol